anasayfa
gezi notları
KUVAYİ MİLLİYE DESTANI
Geçtiğimiz hafta sonu etkinliğimiz tiyatroydu yine. Yıllar
önce seyrettiğim Nazım Hikmet’in yazdığı, Şehir Tiyatrolarının sahnelediği Kuvayi
Milliye Destanını bu kez de kızımla izlemek istedim. Kızım, yakın arkadaşlarım
ve onların kızları keyifle izledik efsane oyunu. Yıllardır ünlü, başarılı nice şehir tiyatrosu oyuncusu
tarafından sahnelenen bu oyun ne yalan söyleyeyim eski ihtişamından biraz
eksikti. Memleketteki meselelerden dolayı sanırım. Finaldeki coşku yoktu,
kısıtlanmıştı. Yine de oyun bittiğinde herkes ayakta alkışlıyor ve
arkadaşlarımın gözlerinden yaşlar akıyordu. Mutlaka izlemenizi, izletmenizi öneririm.
Harbiye’deki oyun sonrası ver elini Beyoğlu… İstiklal
Caddesinin o yoğun kalabalığı arasında, eski pasajları seyredip anıları
tazelemek, meşhur kuruyemişçiye uğrayıp, kahve lokum tadına bakmak, yüzlerce
çeşit arasından seçmek zorunda kalıp alabildiğimiz almak, ardından Çiçek
Pasajında kokoreç, midye tava yemek çok büyük bir keyifti. Galata’yı ziyaret
etmemek olmazdı. Muhteşem kulenin aydınlattığı meydanda etrafı seyretmek, genç
çiftlerin aşklarına şahit olmak, sadece orada bulunup o havayı solumak bile bize
çok iyi geldi. Gece sonu Saray Muhallebicisine uğramadan olmazdı tabii… İleri
saat olmasından dolayı dondurmaya karar verdik ve güzel bir cumartesiyi yerinde
bir finalle sona erdirdik.
1 yorum
Ben de geçen geldiğimde binbir heves bir oyuna gitmek istedim, annemi de sürükledim. Büyük hayal kırıklığı yaşadık. Resmen sıkıldık! Eski tiyatro oyunları kadar eski Beyoğlu'nu da özlüyorum. Yine de o havayı solumak bile hala iyi geliyor :)
YanıtlaSilMesajınız için teşekkürler...