anasayfa
gezi notları
TRABZON
TRABZON
Çok yakın bir arkadaşımın daveti üzerine geçen hafta sonu
kısa bir kaçamak yaptım Trabzon’a. Mevsim Karadeniz gezisi için uygun değildi,
hele ki benim gibi çok üşüyen ve soğuktan korkan bir kadın için hiç değildi ama
korktuğum gibi olmadı, aldığım önlemler işe yaradı J
Hava soğuk ve yağışlı olduğundan, çok fazla gezemedim, çok
fazla yürüyemedim. Havaalanı çıkışı KATÜ sosyal tesisleri idi ilk mola. Geniş
bir alana kurulmuş, yeşillikler içindeki bu tesis eminim baharda çok daha
güzeldir. Burada mısır ekmeği eşliğinde yayla çorba ve Akçaabat köftesiyle
güzelim yemeklere merhaba dedik.
Daha sonra çarşı içinde dolaştık, dükkanlar, seyyar
satıcılar, yiyecek yerleri her şehir merkezi gibi. Bedesten’de salep içtim,
güzeldi, tavsiye ederim. Küçük, kapalı çarşı burası. Alt katta gümüş satıcısı,
giysi ve aksesuar dükkanları var. Üst katlarda yiyecek içecek mekanları
bulunuyor. Çok otantik döşenmiş, eski eşyalar, bakırlar, çalınan müzik tam
benim zevkime göreydi, hafta sonları
canlı müzik de yapılıyormuş.
Akşam yemeğini arkadaşımın sık sık yemek yediği aile
işletmesinde yedik. Lahana ve pırasa kavurmasının tadına baktık. Çok merak
ettiğim, Sinop’ta vakitsizlikten dolayı aklımın kaldığı cevizli mantıyı burada
yemek kısmet oldu. Harikaydı… tadı hala damağımda J
Ertesi gün çarşı içindeki güzel bir pastanede, meşhur
Trabzon simiti ve çay eşliğindeki kahvaltı sonrası Uzungöl turuna katıldık.
Of’ta bir çay fabrikasındaki çay molası
ve Dernekpazarı’nda ki vadide seyir molasıyla birlikte aşağı yukarı bir buçuk
saatlik neşeli Karadeniz türküleri eşliğinde, tüneller arasından geçen
karayolundan, bir yanında dağlar, bir
yanında dereler eşliğinde yeşille, kar beyaz karışımı yolculuktan sonra
rüya gibi Uzungöl’e geldik.
Biz gelene kadar kar kaplamıştı gölün kenarını. Ördek
ailesinin göldeki gezisini seyredip, huzurlu manzarayı beynimize kazıdıktan
sonra yöresel yemekler yemek üzere oradaki birkaç restauranttan birinde
yerimizi aldık. Yerden ısıtmalı bu mekan sıcacıktı, kar seyrederek yediğimiz
kuymak ve kaygana çok güzeldi. Yemek sonrası çay eşliğinde laz baklavası ve
hamsiköy sütlacı buradaki keyfi tamamlamak için idealdi.
Akşam yemeği öncesi Boztepe’ye çıkarak şehri seyrettik. Hava
erken karardığı için sadece şehrin ışıklarıyla yetindik. Asansörle çıkılan bir
restauranta, şehri yukarıdan seyrederek yemek molası verdik. Hamsi kuşuydu
tercihimiz ve tabii üstüne demlikte çay. Trabzon’da çaya doydum. Hem her daim
taze, hem de çocukluğumuzdan bildiğimiz, özlediğimiz demlikte demlenmiş.
Son gün sabahı Akçaabat sahilde yaptığımız yöresel
yiyeceklerin de olduğu, uzun ve zengin
açıkbüfe kahvaltı sonrası ziyaret Ayasofya Camii idi. Eskiden kliseymiş burası
dört yıl önce camiye dönüştürülmüş, dışındaki muhteşem resimler, tasvirler
içeride de varmış ama cami olunca
tavandakileri kapatmışlar, kliselerin o tipik arka koridorlarını da kadınlar
için mescit yapmışlar. Buranın bahçesinde tarihi çeşme ve kliseden çıkarılan
mozaikleri, tarihi taşları, kalıntıları görebilir, denizi seyrederek kuymak
eşliğinde kahvaltı edebilirsiniz.
Daha sonra Atatürk Müzesine doğru yol aldık. Çok güzel bir
köşk gerçekten, bahçesi de, odaları da, döşenme şekli de… ince bir zevki
yansıtıyor. Ama benim ilgimi çeken çocukluğumda büyüdüğüm babaannemin evindeki
ayaklı küvet oldu. İnsanın unuttuğunu sandığı çocukluğu her yerde ansızı
karşısına çıkabiliyor …
Müzenin karşısındaki kuyumcudan, Trabzona özgün zengin
telkari çeşitlerinden satın alabilir, bahçesindeki çay bahçesinde sobanın kenarında yorgunluk
kahvenizi yudumlayabilir, bakır ustası Ali Çavuş’un tarihe bıraktığı eserleri
inceleyebilirsiniz.
Dönüş yolculuğu öncesi son yemek molamız buranın meşhur bir
mekanında pazı sarma oldu. Arkadaşımın tercihi yine yöresel kuru fasulye ve
pilavdı.
Her büyük şehir gibi Trabzon’da da büyük alışveriş merkezleri
var, soğuktan etkilenmemek için akşamları burada alışveriş yapabilir, sinemaya
gidebilirsiniz.
Trabzon’un erkekleri ilgimi çekti, akıllı ve esprililer.
Esnafla muhatap olduğumuz için kadınlarını fazla gözlemleyemedim, ama erkekleri
hakkında genel bir fikrim oldu, ilgili ve özgüven sahibiler. Fark ettim ki
aslında bu şehirde halk kendine hayran, her yer 61 her yer bordo mavi J
Mutlaka bir bahar ya da yaz mevsiminde de bu geziyi
tekrarlamak niyetiyle güzel anılarla ayrıldığım bu güzel Karadeniz kentinin
kışını da gördüğüm, kısıtlı zamanda verimli bir ziyaret gerçekleştirdiğim için
mutluyum ve arkadaşıma buna vesile olduğu, bizi ağırladığı için çok çok
teşekkür ediyorum.
0 yorum
Mesajınız için teşekkürler...