anasayfa
gezi notları
BEYOĞLU-BEYOĞLU
BEYOĞLU-BEYOĞLU
Beyoğlu’nu yazmaya başlasan bitmez… öyle çok ki söylenecek,
yazılacak, görülecek, tadına bakılacak güzellik…
Ben sadece kısa bir Cuma akşamüstü gezisinden bahsedeceğim.
Tepebaşında başlayıp, Taksim meydanında biten…
Hazzopulo Pasajından geçerek İstiklal caddesine çıktım. Bu
pasaj eskilerde şapkacıların, seçkin kumaşçıların, manifaturacıların, esnafın
çoğunun gayri Müslim olduğu pasajlardan biri. Şimdilerde yiyecek mekanları,
kahveler ya da aksesuar satıcıları haline gelmiş dükkanlar. Sadece Butik Katia
duruyordu, el emeği şapkalar satan.
Galatasaray Lisesi karşılıyor sizi pasajın çıkışında.
Eskiden beri değişmez buluşma yeridir bu lisenin önü. Kalabalık arasından
yürüyerek, eskiyi özleyerek, geçmişi yad ederek Taksime geldim. Beyoğlu Belediyesi
festival yapmış, 50 gün sürecek, her biri farklı günlerde, farklı tema içeren.
Antika Festivaliydi ilki. Gezdim, kendimi evimde sandım. Evimde pek çok
sakladığım, büfemde yer alan obje burada da vardı, ne kadar eskidiğimizi
hatırlattı bu gezi.
Çocuklumdaki evde kullanılan küllükler, vazolar, daktilolar,
gençliğimin plakları, kasetleri, telefonlar, lambalar, sandalyeler, koltuklar, porselen
bebekler, porselen mutfak eşyaları, çatallar, kaşıklar, etnik kolyeler,
resimler, tablolar, halılar, mobilyalar, hatta antika tahta at ve bisiklet bile
var. Bana en uygun olanı bavullar, sandıklardı. Onlara ilgim, onlara merakım,
onlarla kurduğum ilişki başka nedense J
Yolunuz düşerse gidin görün derim. Mutlaka bulacaksınız,
evinize, ruhunuza, anılarınıza uygun bir obje…
0 yorum
Mesajınız için teşekkürler...