GEÇ KALANLAR







GEÇ KALANLAR


Geçtiğimiz hafta sonu etkinliğim tiyatroydu. Adı üstünde “GEÇ KALANLAR” geç kalışların, geç kalanların anlatımıydı. Yaşamımızdaki pek çok benzer hikayeden biriydi aslında. Söylenmemiş sözlerin, ertelenen dokunuşların, anlamsız telaşların, hiç uğruna tartışmaların, vakit kaybı olan gururun, faydasız inatların öyküsüydü… Hepimizin günlük hayatta farkına varmadan, geçmişe döndüğümüzde, düşündüğümüzde yüzleştiğimiz –keşke-leri anlatıyordu.

Zamanı durduramıyorsak, hele geri hiç alamıyorsak, var mı daha değerlisi? Ne güzel söylemiş eskiler “vakit nakittir” diye.  Boşa harcamadan, her anını dolu dolu, özlediklerimizi azaltarak, sevdiklerimize sarılarak geçirmekten ötesi yok işte….

Senaryo çok iyiydi, oyuncular harikaydı. Seyirciyi aldılar götürdüler bir yerlere, eminim herkesin kendini sorguladığı, geç kaldığı bir hikayesi vardı. Ama en çok da Elçin Atomgüç’ün performansı şahaneyti. Ayakta alkışlamak bile az geliyordu. Yılların birikimini ortaya koydu, bizi kendine hayran bıraktı.

Seyrederken tam da benim düşünceme uygun bir cümleyi kopyaladım aklıma;  “Ayrılık ya da kayıp olduğunda hayatında, 40 adet mum yanarmış kalbinde. Zamanla bu mumlar birer birer sönermiş, ama kırkıncı mum hiç sönmeden, kalbinin derinliklerinde yanar dururmuş”.

Bir yıla daha veda ettiğimiz bu günlerde dilerim kalbimizde sönmeyen mumlarımız kalmasın, hayatımız güzel anılarla dolsun, taşsın J




You Might Also Like

0 yorum

Mesajınız için teşekkürler...

Flickr Images

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı