DEHA (GIFTED)










DEHA (GIFTED)



Sinemayla ilgili internet sitelerinde filmin özeti şöyle: Hayatı başarısızlıklarla dolu olan Frank Adler karakterini canlandıracak olan Chris Evans, Florida kırsalında yeğeni Mary'yi büyütürken, Mary'nin okula başlamasıyla birlikte hemen yetenekli olarak yaftalanması sebebiyle Mary'nin annesi Evelyn ile kızı büyütme konusunda bir savaşa girecek. Film, mücadelenin yasal sürecine odaklanacak. Yönetmenliğini Marc Webb'in üstlendiği yapım aile için dramaya ağırlık verecek.

Anneanne, anne matematik dehası olan küçük bir kız çocuğu, annesinin ölümünden sonra dayısıyla yaşıyor. Bu arada dayı müthiş yakışıklı belirtmek isterim, Kaptan Amerika’yı seyrettiyseniz unutmamışsınızdır zaten J

Annenin ölümü trajik… dayının çocuğu yetiştirme konusundaki özverisi, doğru yaklaşımları takdire değer… çocuğun oyun gücü şahane… filmin sonu hakkındaki fikrimi soracak olursanız olması gereken oldu. Orta yol bulundu. Çocuk yaşıtlarıyla birlikte olup, sosyalleşti, makul bir aile ortamında sevdikleriyle birlikte yaşamını sürdürdü, hem de üstün zekasına, yeteneğine hak ettiği eğitimi alma fırsatı buldu.

Filmin orijinal adı GIFTED, İngilizce’de GIFT hediye anlamına geliyor, öyleyse bu zeka Tanrı’nın bu küçük kız çocuğuna –çocuklara- verdiği bir hediye. Haksızlık etmemek, boşa harcamamak gerekir elbette. Biliyoruz ki bilim dahiler sayesinde bu kadar ilerledi, icatlar dehalar sayesinde yaşamımızın içine girdi.

Benim bu filmden aldığım ders başlıkları;
1)      Baskı hiçbir alanda işe yaramıyor, yaramış gibi görünse de uzun vadede olumsuz olarak mutlaka geri dönüyor,
2)      Çocuk çocuktur, çocukluğunu yaşamalıdır, dahi de olsa, engelli de olsa çocukluk dönemi yaşamın en önemli dönemidir, buradaki aksaklıklar hayat boyu kalıcıdır
3)      Aile ilişkileri çok önemli, aile bireylerini biz seçmiyoruz, kişilik farklılıklarını kabul edip, yaşantımızdakileri kafamızdaki kalıplara sokmanın zararları yine dönüp dolaşıp bize geliyor.
4)      Dünyaya çocuk getirmişsek eğer, onlara iyi yaşam koşulları sunmak, ihtiyaçlarını karşılamak zorundayız, bu onlara bir lütuf değil. Ebeveyn olmak onların hayatlarına, duygularına karışma, seçimlerine müdahale hakkını bize vermez unutmamalıyız.
5)      Çocuklarımıza öneriler de bulunabiliriz, tecrübelerimizi paylaşabiliriz, onlar için iyi olduğunu düşündüklerimizi araştırıp, sunabiliriz ama son söz kesinlikle onların olmalı.

Bir annenin, ilk kez aşık olmuş, onunla kaçmayı düşünecek kadar kalbini kaptırmış genç  kızına, onun geleceğini tehlikeye düşüreceğini düşünerek, sözüm ona iyilik yapmak isteyerek “17 yaşındasın, sen aşk nedir bilmezsin” demesi, ne demek, varın düşünün L

BENCE en etkileyici sahnelerden biri, küçük kızın en umutsuz ve mutsuz olduğu bir zamanda, dayısının onu hastaneye götürüp doğumhane kapısında doğumun gerçekleşmesini bekleyen yakınları izlettirmesi ve küçük kızın çok zor matematik problemindeki hatayı görüp, dayısı “büyüklerin hatası yüzüne vurulmaz” dediği için sessiz kalmasıydı.


Geçen hafta sonu gittiğim gerçekten gitmenizi tavsiye edeceğim güzel bir film. Özellikle küçük yaşta çocuğu olanlara, çocuk yetiştirme ile ilgili kaygılar içindekilere, ya da onların geleceği ile ilgili karar aşamasında olanlara şiddetle öneririm. 




You Might Also Like

0 yorum

Mesajınız için teşekkürler...

Flickr Images

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı