HASTA YAKINI OLMAK
Hepimiz biliyoruz hasta olmak ne demek. Hasta olduğumuzda
çekilen acı, hastalığın çeşidi farkı da olsa hissettiklerimiz aşağı yukarı
aynı. Psikolojik ve fizyolojik bozukluklar yaşıyoruz o dönemde, tedavi oluyor,
geçmesini bekliyoruz, geçmeyecek bir
hastalıksa kabullenip onunla yaşamaya alışıyoruz.
Hepimiz hasta olmuşuzdur, hafif ya da ağır bir yerlerimiz
ağrımış, yatmak, hayata mola vermek zorunda kalmışızdır. Bu kişilerarası ortak
bir durum, farklı olan hasta yakını
olmak. Hayatının bir dönemi hasta bakmış olanlar bilir, hasta, yatağında yatar,
tedavisini olur, sürecin geçmesini bekler, acısıyla baş başadır ama hasta
yakının durumu da bazen ondan da zordur. Yakınınızı yatakta görmek, acı çektiğini
bilmek, içinde bulunduğu duruma seyirci kalmak, insana çaresizlik duygusunu yaşatıyor.
Eğer yakınınız sürekli birlikte yaşadığınız kişi değilse hayat bölünür. Hem
kendi ailenize hem ona zaman ayırmak zorundasınızdır. Bunu da onu üzmeden,
kendisini külfetmiş gibi hissettirmeden yapmalısınız. Hastanede yatıyorsa uygun
fizik koşullarını , evde yatıyorsa
hastanın tüm gereksinimlerini karşılamak zorundasınız. Yemek, uyku düzeni,
temizlik, ilaç tedavisi, kişisel hijyen hastaya uygun düzenlenmeli, aynı
zamanda kendinize de bu koşulları sağlamalısınız.
Annem hastanede yatıyor bu günlerde, o dimdik yaşam boyu
ayakta görmeye alışık olduğumuz kadını, çocuk gibi çaresiz, yatağın içinde
görmek, bir odanın içinde günlerin geçtiğini izlemek derin üzüntü yaratıyor
içimizde. İnsan düşünüyor, hem onu, hem onun hissettiklerini, hem de kendini… Bir
gün biz de bu durumda olabiliriz ve çocuklara bu duyguyu yaşatabiliriz diye
endişeleniyorsunuz. Yoğun şehir hayatı ve katlanılmaz trafik içinde boğuşurken,
iş, hastane, ev üçgenini dengede tutmaya çalışıyorsunuz. Kendinize iyi gelecek
bir etkinlik yaptığınız zaman suçluluk duyuyor, sanki hayat durmalı, sadece ona
odaklanmalıymışsınız gibi hissediyorsunuz.
Hele yatan çocuğunuzsa, tamamen size bağımlı ve yaşamının
gelecek kısmını da etkiliyorsa durum daha da vahim. Onun fark etmediği pek çok
şeyi biliyor, gözünüzün içine yardım istercesine bakarken, ona hissettirmemeye
çalışmak kalbinizin ve beyninizin direncini daha da düşürüyor, psikolojik
açıdan yıkıma uğrayabiliyorsunuz.
Günlük hayatın karmaşasına kaptırmışken kendimizi bunları
pek düşünemiyoruz, başımıza geldiğinde daha iyi algılıyor, bunları yaşayan
başka insanları çok daha fazla anlayabiliyoruz. Sıradan geçirdiğimiz bir gün
bile bize değerli geliyor, evimizde telaşsız oturmak bile ne keyifliymiş
aslında diyebiliyoruz. .
Umarım herkesin hastaneyle ilişkisi minimal olsun, hasta
olarak baktığı yakınları bir an önce sağlığına kavuşsun, kendileri hastaysa
iyileşip yaşama tutunsun, hayat bayram olsun, herkes sevdiğinle ele ele mutlu
günlerde birlikte olsun J
0 yorum
Mesajınız için teşekkürler...