anasayfa
gezi notları
ADALAR “the PRINCES ISLANDS”
ADALAR “the PRINCES ISLANDS”
İstanbul’un en büyük zenginliği BENCE, ADALAR…. Kardeşlere
benzetiyorum. Hani olur ya ailelerde, Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı, Sedef
adası popüler olanları, Yassıada, Sivriada, Kaşık adası ve Tavşan adası itilmiş
küçük kardeşler sanki…
En büyük abi Büyükada, hepsini kapsıyor, ne ararsan var,
gez, gez bitmiyor, en lüks otel de var, uygun fiyatlı pansiyon da, hastanesi de
mevcut, okulu da… O yüzden de yerleşimi en fazla olan, en çok ziyaretçi alan…
Küçük kardeşlerden “Kınalı” benim favorim. Çok fazla tesis yok, bu yüzden de
sakin, denize ada merkezinden de girebiliyorsun, koylardan da, ayrıca da hiç
fayton olmayan tek ada. Faytonlar canımı sıkıyor, atların durmaksızın
çalıştırılması, hızlarını artırmak için vurulan kırbaçlar, sokaklardan eksik olmayan
nal sesleri beni üzüyor. Yaşım ilerledikçe özgürlük duygum daha güçleniyor,
hiçbir canlının bağlanmasına, tasma vurulmasına, hapsolmasına, gem vurulmasına
dayanamıyorum.
İnsanoğlu zevk-i alem için yaratılmış adeta. Seviyoruz şaşalı
hayatı, birilerinin hizmet etmesini, birilerinin sırtına binmeyi, birilerine
kelepçelenmeyi… Damgalar, dövmeler, kenetlenmeler mecburiyetmiş gibi geliyor
bana. O damgayı yemek, dövmeyle birinin adını vücuduna kazımak, yüzükle
birleşmek de toplumun bize dayatması değil mi?? Canlılar özgür olduğu, ruhunun
doyduğu ortamda daha çok sever, sevgi özgür olduğunda daha çok büyür, canlılar
birbirine kalbiyle, vücuduyla kenetlenir resmi evrakla değil… Kaçırma, kaybetme
korkusu bir canlının diğerine uyguladığı esaret, oysa biliyoruz ki, sana
bağlanmışsa gönülden, ne köpeğin kapından ayrılır, ne atın kaçar, ne sevdiğin
bırakır…
Adalara Prens Adaları denmesinin sebebi de zaten sürgün için
kullanılmaları imiş. Eskiden yüksek rütbeli kişileri, prensleri sürgüne yollarlarmış.
Büyükada müzesinde sürgün kayıkları sergileniyor, BENCE mutlaka ziyaret edin,
Ada halkının yaşamına, farklı kültürlere dair bilgi hazineniz oldukça
zenginleşiyor.
Adaların keyifli yanlarına gelecek olursak; Büyükada’nın
muhteşem köşkleri, Heybeliada’nın sonsuz yeşili, Kınalının sizi kendine çeken
denizi, Burgazada’nın sakinliği, hepsinin ağaçlar arasındaki sayısız sokağı,
ziyaret edilecek tarihi kliseleri, gezilecek çarşıları, motorlarla koyların
keşifleri ve tabii adaya has çay kurabiyeleri J
0 yorum
Mesajınız için teşekkürler...