ALAÇATI… ALACAÇATI




ALAÇATI… ALACAÇATI 

Geçen yılarda deniz kıyısında kaldığım Alaçatı’nın merkezinde bu yıl haziran ayında 2 gece konaklama fırsatı yarattım kendime. Yaz başıydı, hava henüz çok sıcak değildi, hatta bir gece sabaha kadar yağmur, fırtına… aslında avantaja dönüştü bu durum, sabah kahvaltı sonrası köy içini, sokaklarını tek tek gezme, hayran olduğum evleri seyretme, pencere ve kapıların resmini çekme keyfini yaşadım..

Egenin diğer beldelerinde olduğu gibi, dar sokaklar, taş evler, süslü kapılar, pencereler, Rum mimarisinin izleri, tarihin ayak izleri üstüne yapışmış parke taşlı yollar… Eski İstanbul’da olduğu gibi… sanırım bir İstanbul aşığı olarak, en çok çocukluğumun hatıralarımı canlandıran, eskiyi koruyan, içinde tarih barındıran şehirleri, köyleri , kasabaları seviyorum ben.

Duvarlardaki otantik eşyalar, taş evlerden bozma lokantalar, kahvehaneler, hangisinde oturayım, hangisinde yemek yiyip etrafı seyredeyim diye şaşırıyorsun.

Gündüz bomboş Alaçatı’nın içi, misafirler civardaki plajlarda, otel ya da tatil köylerinin havuzlarında. Gece hayat başlıyor. İçki içmeyi seviyor, muhabbet etmekten hoşlanıyorsanız, sabaha kadar açık mekanlarda, buranın tarzına uygun giyinip, etrafı seyredip, karşılaştığınız ünlüler hakkında dedikodu yapabilirsiniz.

Civarda Ilıca ve Çark plajı var. Rüzgarın yönüne göre değişiyormuş denizin dalgası. Oranın yerlisi ona göre gidiyormuş. Ilıca plajında denizin rengi turkuaz ve sığ,  Çark plajı derin ve mavinin açıktan koyuya pek çok tonunu içeriyor. Her ikisi de muhteşem, doyumsuz. Arabanız yoksa her ikisine de ulaşım dolmuşlarla sağlanabiliyor.

Duvarlarda otantik mutfak eşyalarıyla süslü dükkanlar, eskiciler, eskiyle döşenmiş mekanlar, renkli sandalyelerin dizildiği sokaklar.. hepsi ruhuma hitap ettiler.

Fiyatlar genelde yüksek ama yine de bütçenize uygun yiyecek yerleri bulabiliyorsunuz. Değirmenin dibindeki çay bahçesinde çay içip, Alaçatı’yı yüksekten seyredebilir, meşhur kumrucudan kumru yiyebilir, meşhur mavi dondurmasını deneyebilir, Egenin zeytinyağlı yöresel yiyeceklerinden tadabilir, ya da her gece rakı-balık keyfi yapabilirsiniz. Sokaklar parke taşlardan oluştuğu için düz terlikler, spor ayakkabı ya da espadril tavsiye ederim, sandaletlerle bile yürümek zor olabilir

Genelde pansiyon ve butik otel var. Bizim kaldığımız hem temizlik, hem konum açısından çok iyiydi. Hele yöresel sabah kahvaltımız muhteşemdi. Ev yapımı reçeller, tereyağı, bal, kaymak, peynir, zeytin, domates, salatalık üstünde bol kullanılan zeytinyağı-kekik karışımı, tahin-pekmez ve yeni tanıştığım lor latlısı. Tatlı lordan yapılıyormuş, üstüne karadut ya da böğürtlen reçeli dökülüyor, hem görüntüsü güzel hem de çok hafif.


Senede bir kez ziyaret edip birkaç gün konaklamaktan zevk alacağım yerlerden biri Alaçatı J











You Might Also Like

0 yorum

Mesajınız için teşekkürler...

Flickr Images

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı