GÖKÇEADA, BOZCAADA, ASSOS
Perşembe, Temmuz 28, 2016Uzun bayram tatilinden yararlanarak ani bir kararla ve internetten tesadüf karşılaştığım bir turla kültür turu satın aldım. Kafa d...
Uzun bayram tatilinden yararlanarak ani bir kararla ve
internetten tesadüf karşılaştığım bir turla kültür turu satın aldım. Kafa
dengim iki kız kardeş ve kızımla birlikte yola çıktık.
Üç günlük Gökçeada, Bozcaada, Assos kültür turuydu bu. Bayram
dolayısıyla maalesef 12 saat süren yolculuktan sonra Gökçeada’ya ulaştık…
zamanın dar olması, otelimizin Çanakkale’de bulunması, dönüşte feribotta
yaşanacak sıkıntıyı düşünerek, tur liderleri öncülüğünde sıkışık bir ada turu
yaptık. Tepelerdeki Rum köylerini gezmek, yine çok sevdiğim Rum mimarini
seyretmek keyifliydi ama çok aceleydi doğrusu… Ünlü Dibek Kahvesini ve Sakızlı
Muhallebisini neredeyse ayaküstü yedik. Sakinliği sevenler için ideal, ama
kesinlikle arabayla gelinmesi gereken bir ada. Koyları uzun ve bakir, tesis
yok, denize girmek, üstünüzü değiştirmek hatta yemek bile sıkıntılı olabilir.
Ertesi gün yolculuk Bozcaada’ya idi. Çok keyifliydi… Geyikli
iskelesinden geçildiği ve otobüsü bırakıp yaya olarak geçtiğimiz için 45 dk. yolculuk sonunda adadaydık. Daha adım atar
atmaz büyülüyor insanı. Ben biraz Foça
biraz Alaçatı diyorum. Sahil kısmı ve merkezi ikisinin toplamı gibi… Önce çarşı
içini gezdik, yine dar sokaklar, yine taş evler, evlerden bozma cafeler, şarap
üretim yerleri, takı satanlar, yöresel ürün pazarı, çay bahçeleri hepsi
harikaydı. Kaleyi gezdik hayranlıkla. İnanılmaz bir manzara ve son zamanlarda
gezdiğim en geniş alanlı kalelerden biri. Her bir cephesinden güzelim Marmara
Denizinin farklı görüntüsü var. İnsan hayal ediyor, orada yaşananları, orada
yaşayanları. Kalenin dibinde, deniz kenarında çok güzel bir cafe’de yanında
likör, lokum ve puroyla sunulan kahvemizi
içtik, çiğbörek, gözleme yedik, denize girdik. İnanılmaz keyifliydi hepsi. Dönerken
ufak çaplı alışveriş yaptık, zeytinyağı, domates reçeli, bademli, lokumlu un kurabiyeleri, ve tabii
şarap. Süt reçeli de meşhurmuş aklınızda olsun. Daha geniş zamanda geleceğim,
burada konaklayacağım, başka bir fırında gördüğüm üzümlü kurabiyelerden
alacağım, deniz kıyısında çay keyfi yapacağım. Aklım da, kalbim de kaldı
doğrusu.
Son gün Assos’a gittik. İlk durak Behramkale idi. Muhteşem
manzara, kaleye çıkan yokuş üzerindeki dar sokaklar, sokaklardaki tezgahlar. Bu
tezgahlardan nar suyu, karadut suyu içtik, kekik, biberiye satın aldık. Daha
sonra Kadırga koyunda yüzme molası verdik. Çok geniş güzel bir sahil, tertemiz deniz
vee hayatımda yediğim en güzel dondurma J
Çanakkale’de konakladığımız için bu güzel şehri de kısıtlı
da olsa gördük. Gemi sırası beklerken balık ekmek yedik, gece sahilinde
yürüdük. Geyikli iskelesin plajını çok beğendim, temiz ve uzun bir kumsalı var,
ailece rahatlıkla denize girebilirsiniz. Rehberimizin anlattığına göre modern
olma konusunda İzmir’den kalır yanı yok. Kadınlar da istediği gibi, istediği
yere gidip, istediği saatte dışarı çıkıp eğlenebiliyormuş. Gerçekten de biz on
ikide gezintiden dönüyorduk, herkes sokaklardaydı J