ROMANYA
ROMANYA
Yaz sonunda kısa bir sonbahara giriş tatili yapmak
isterseniz, yeni yerler keşfetmeye hevesliyseniz ve eğer vizeniz de varsa
Romanya turuna katılmanızı tavsiye ederim.
Bükreş büyülü bir şehir, kalabalık caddelere, şık ve dolu
mekanlara sahip olmasına rağmen kominizmin hüznünü, yalnızlığını
hissediyorsunuz. Tarihi binalar büyüleyici, bizim ülkemizin aksine hiç
dokunulmamış. Yemyeşil bir şehir, ağaçlara kıyılmamış.
Bütün bir günü ayırmak yetmiyor bu şehre. En az 2, mümkünse
3 gün içinize sindirerek gezmeniz için ideal. Harika pastane ürünleri var, insan
hangisinin tadına bakacağına karar veremiyor. Gözünüze kestirdiklerinizden
birkaç tane alın, şehir merkezindeki parkta, havuz kenarında bir bankta kahve eşliğinde
hepsinin tadına bakmaya çalışın.
Türkiye’de az bulabileceğiniz lezzette döneri Bükreş’te
yedim, bu bana ilginç geldi.
İllaki Türk damak tadını arıyorsanız, Türkiye’deki tatlı ve
lokum çeşitlerini bulunduran ve demleme çay bulabileceğiniz, Romanyalı bir
hanımın işlettiği pastaneyi de listeye ekleyebilirsiniz.
Dimitrie Gusti Ulusal Köy Müzesi’ne çok fazla vakit ayırın.
Adının müze olduğuna bakmayın, kocaman bir park, göl kenarında ağaçlar arasında
harika vakit geçireceksiniz. Eski bir Bulgar Köyü açık hava müzesi haline
getirilmiş. Köy evlerini gezerken o dönemin yaşamına ait fikir edinebilirsiniz.
Transilvanya şatolar bölgesi ayrı güzellikte. Şatoları
gezdikçe hayal kurup, burada yaşananları zihninizde canlandırmaya çalışmak,
sizi bugünün sorunlarından uzaklaştırmak için iyi bir yöntem olabilir.
Braşov meydanını da mutlaka görmelisiniz. Rengarenk binalar.
Harika sokak cafe’leri, arabada satılan sokak lezzetleri, küçük dükkanlar,
yiyecek içecek çeşitliliği... Gezideki diğer turistlerin “Avrupa’da böyle
meydan görmedim” dediklerine şahit oldum.
İlk fırsatta yineleyeceğim bu yolculuğu, Romanya’yı tekrar
ziyaret edip, özellikle Bükreş’te sokakların tadını çıkararak gezeceğim,
kendime söz verdim.
0 yorum
Mesajınız için teşekkürler...