BİR YAŞIMA DAHA GİRDİM!!






BİR YAŞIMA DAHA GİRDİM!!
Bu ay doğum günümü kutladım, bir yaş daha aldım. Geriye baktım, düşündüm pek çok ders almışım. Kızlara diyorum ki, benden faydalanın, tecrübelerimi yabana atmayın. Ama anne sözü dinlememek bir gelenek... Hepimizin yaptığı gibi onlar da yaşayarak öğrenecek J

Birkaç dakika düşündüğümde hemen aklıma gelenleri sıraladım, daha da neler neler var, şu an hatırlamadığım, ya da hatırlayıp yazamadığım J J

ÖĞRENDİM Kİ;
  • Doğum günümde bir kez daha emin oldum ki, en önemli şey sevmek, sevilmek, değer vermek, değer verildiğini hissetmekmiş.
  • En zor şey kendini doğru ifade edebilmekmiş. İnsan kendini anlatmaya çalıştıkça anlaşılmazmış.
  • Susmak bazen en büyük çözüm aracıymış. Ne demiş eskiler “söz gümüşse, sukut altın”mış.
  • “Paranın ne önemi var?” öyle değil tabii, çok önemli. Ama gördük ki, paranın amaç olduğu işler, ilişkiler de insanın cebini dolduruyor,  ruhunu eksiltiyormuş.
  • Özgürlük yalnızlık demek değilmiş, o bir ruh hali… Kimi köleliği severmiş.
  • Özlemekmiş en baş edemediğim, çocukluğumdan beri hep birilerini özlemişim.
  • Yapmam dediğim ne varsa yapılabiliyormuş.  “Asla, asla deme” lafını ciddiye almalıymışız.
  • Empati kurmayı başarabilirsek, yargılamaktan uzak, kendimizle ve çevremizdekilerle daha barışık olabilirmişiz.
  • Kimsenin karşısına geçip yargıç, savcı, jüri, öğretmen görevlerini yapmamalıymışız, itici oluyor… Üstelik koyduğumuz tanılar da çoğu kez yanlış oluyor.
  • Destek olmak istiyorsak sadece dinlemeliymişiz… Eleştirmeden, yargılamadan…
  • Taşınmalı, sık sık taşınmalıymış… Koca dünyada dar alana hapsolmamak, işten, evden, hatta yakınlarından taşınmak gerekirmiş. Başka sokaklar, başka mahalleler, başka kültürler, başka insanlar dolayısıyla bunların getirdiği farklı hislere de ihtiyacımız varmış…
  • Güzel bir yemekten zevk almak, duyduğun şarkıyı mırıldanmak bile yaşamak demekmiş.
  • Herkesin beslendiği kaynak farklıymış, kimi üzüntüden, kimi mutlu etmekten, kimi aşktan, kimi sevgiden, kimi hüzünden, kimi nefretten…
  • “Eden, bulur” koca bir yalanmış. Her zaman bulmuyormuş, bulsa da sana faydası yokmuş.
  • Acılar insanın ruhunu güçlendirir, direnme gücünü arttırırmış.
  • Biriktirdiklerimiz, eksilttiklerimiz var hayatta… Dengede olması ideal tabii… Eksilenler fazlaysa vay halimizeymiş.
  • Harcadığımız boş zamana, boşa harcadığımız paraya, verdiğimiz boş emeklere hayıflanacağımıza, benden başkası yok artık diye bir an önce kendimize dönmeliymişiz.
  • Bağımlı olmamalıymışız, hiçbir şeye, hiç kimseye… Bağımlılık insanın önce ruhunu, sonra da vücudunu sararak, yavaş yavaş, acı çekerek öldürüyormuş.
  • Bazen olanları kadere bağlamak çırpınıp, kendimizi yormayı engeller. Bırakabilmeyi bilmeliymişiz.
  • İyi insan, kötü insan tanımları yanlışmış. Herkesin iyi, kötü tarafları varmış.
  • Zevk aldıklarımızı yapabildiğimizce yapmalıymışız… En mutsuz olduğum zamanlar, sadece zorunlulukları yerine getirdiğim anlarmış.
  •  Kız arkadaşlar olmazsa olmazmış… Bu konuda erkeklerden daha şanslıymışız.
  • Sevgi karşılıklı, şefkat içeren, kalıcı bir duyguymuş. Aşk hastalıklı, tutku içeren, çoğunlukla da tek taraflıymış, acı verirmiş, yine de herkes onun peşindeymiş ama gerçek olanına çok ender rastlanırmış, dengeyi de bozarmış.
  • Dokunmak önemliymiş, dokunamadan sevmek, uzaktan seyretmekmiş.
  • Kim bizde gerginlik yaratıyorsa uzaklaşmak gerekirmiş, başa çıkamıyorsan, değiştiremiyorsan, kaçmalı, şu kısacık zamanı karşındakinin egosunu tatmin ederek geçirmemek lazımmış.
  • Başkalarını değil, kendimizi dinlemeliymişiz.
  • Sevdiğine kıyamamanın adı acizlik değilmiş.
  • En çok vefadan bahsedenler, en vefasızmış.
  • Doğru-yanlış yokmuş. Herkesin hayata bakışı, mücadele şekli farklıymış.
  • Güzellik göreceli, esas olan “tarz”mış. Herkesin bir sitili olmalı, yaşam tarzı, duruşu kendini hatırlatmalıymış.
  • Etrafında gençlerin olması kişiye enerji katıyormuş, hatta bu hızlı teknoloji çağında, eli ayağı olabiliyormuş J
  • Dünyanın en güzel topraklarında yaşıyormuşuz, her açıdan en zengin…. Kıymetini bilememişiz, kıyıma seyirci kalmışız.
  • Dostluk yıllarla ölçülmezmiş, en son tanıdığın en yakının olabilirmiş.
  • Gidip gelmeyen tek şey zamanmış, iyi kullanmak lazımmış.
  • En güzel yatırım kendine yaptığınmış.
  • En büyük ihanet kendine yaptığınmış, öbürleri hikaye…Yaşam boyu farklı şekillerde aldatmayan, aldatılmayan yokmuş.
  • İş-güç, para-pul, ev-bark hepsi yalanmış, sonunda sana kalan sadece hayatını paylaştığınmış.
  • Yalnızlık bir hismiş, kalabalıklar içinde de uzaydan gelmiş gibi hissedilebilirmiş.
  • Kimisi sever yaşadığını sergilemeyi, kimisi gizliliği… Hiç bir şey göründüğü gibi değilmiş.
  • Kızamayacağın, ne yaparsa yapsın affedeceğin tek varlık evlatmış, ya da evlat yerine koyduğun…
  • Karşındakine “yapma” demek, onun  yapma isteğini arttırıyormuş.
  • En yakın sandığın, gün gelir en yabancı olabilirmiş.
  • Akıl vermek yerine, örnek olacakmışsın.
  • İki kişinin sorununa müdahil olursan, sen zararlı çıkarsın, karışmayacakmışsın.
  • Şu yalan dünyada, aslında her şeyi fazla anlamlandırmadan, anı yaşayacakmışsın ki, beklentin azalsın, hayal kırıklığı yaşamayasın.
  • Çok panik halinde yaşamışım, acele olmuş her işim.. Daha sakin bir kadın olmalıymışım.
  • Bunalıma girdiğin zaman kendine izin vermelisin, onu da yaşamalı bir müddet, sonra da yeniden ayağa kalkmalı... Hiç bir şey hayatı bu kadar ciddiye almaya değmezmiş.
  • Aldığım kararlarda, yaşamın akışında hep duygusal davranmışım, keşke daha mantıklı davranabilseymişim… Ama en çok da öğrendim ki, bu da BEN im. Diğer türlü nasıl yaşanır hiç bilememişim… 

You Might Also Like

0 yorum

Mesajınız için teşekkürler...

Flickr Images

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı