EYÜP

Tarihi dokusunun bozulmadığı, İstanbul’un nadide semtlerinden biri Eyüp.

Yer gök mezar taşı burada ondan mıdır, dünyamızı terk edenlere saygıdan mıdır, tarihe olan düşkünlüğümden midir bilmem huzur buluyorum sokaklarında.

Sokullu Mehmet Paşa’dan, semte adını veren Eyüp Sultan’a geçmişe imza atmış, adı geçen pek çok kişinin mezarı var burada. Sokaklar camilerle, çeşmelerle dolu. Ve tabii kapılar, o muhteşem kocaman kapılar, pencereler. Alışveriş merkezlerinin olmadığı, sanayi mahallesinin yer almadığı, parke taşlı sokaklar, taşıtların girmediği dar yollarda etrafı seyrederek yürümenin verdiği zevk tatmaya değer.

Çocukluğumdan beri her gittiğimde mutlaka aldığım, tadı biraz değişse de, yine de çok özel bir lezzet benim için Eyüp halkası. Tarihi fırına girdiğinizde ne alacağınızı şaşırıyorsunuz zaten ama halkalar sanki buranın sultanı benim diye duruyorlar tepside.

Eyüp’te yenecekler arasında lokma da var tabii… sıcacık lokmaları ayak üstü yemeli, üstüne de Piyerlotide kahve içmelisiniz  şehrin manzarasını seyrederek. İsterseniz yürüyerek isterseniz teleferikle çıkabilirsiniz Piyerlotiye.  Haliç’i tepeden izlemek  bana yetmez derseniz, nehrin kenarında sakin gezinti yapıp, kayıkları izleyebilir, Sadabad döneminde yaşanmışlıkları hayal edebilirsiniz.

Günümüz yemek markaları hepsi şubelerine yer vermiş burada, ama ben esnaf lokantalarını tercih ederim. Çoğu yöresel yemekler ve tatlılar, hem çeşit çok, hem de çok lezzetliler.

Eyüp Sultan Cami meydanının çevresi tezgahlarla dizili, burada çeşitli süs eşyaları, etnik takılar, doğal taşlar, oyuncaklar, ibadet etmek için kullanmak istediğiniz her şey var. Gülsuyundan, hurmaya, doğal sabundan, baharatlara evinize, kendinize faydalı hediyeler alabilirsiniz.

Kütüphaneler, sanat atölyeleri de var aynı zamanda burada. Ulaşımın da kolay olduğu, ekonomik bir gün geçirmek isteyenler için İstanbul gezisinde mutlaka yer alması gereken güzide bir semtimiz Eyüp, bilen bilir zaten, bilmeyenlere de tavsiyemdir J