anasayfa
gezi notları
DANS ETMEK, DANS SEYRETMEK LAZIM!!!
Geçtiğimiz hafta
sonu dünya dans günü nedeniyle düzenlenen etkinliğe katıldım kızımla birlikte.
Kadıköy süreyya opera binasında, devlet opera balesi sanatçılarının
gösterisiydi. Eski bale sanatçıları da oradaydı, seyirci olarak. En son
bıraktığım primadona Hülya Aksular ilk perde de dans dersi sundu, şu anda işine
eğitici olarak devam ediyor, çok zarif, çok donanımlı hala. Gurur duydum
oradaki parmakla sayılabilecek kadar az sanatçıyla, parmakla sayılabilecek
kadar az seyirciyle, ülkenin bu günkü durumuna rağmen erkek dansçılarla ve
onları küçük yaşlarda yönlendiren saygıdeğer ilerici aileleriyle ve tabii hala
direnen, ayakta kalmaya çalışan devlet opera bale yönetimiyle…
Dans denince ne
aklınıza geliyor bilmiyorum ama çok fazla anlam yüklenecek bir terim. Dans bir
yaşam biçimi, bir kültür, eski çağlardan beri gelen kendini ifade şekli. Kol kola
girip folklor oynama, düğünde vals yapma, müziği açıp evde çılgınca tepinme,
ateş etrafında dönme, koloni halinde tapınma, hatta ölünün ardından dizlerine
vurup dövünme dansın çeşitli hallerinden. Hepsi bizi anlatıyor, o anki duygumuzun
dışarı çıkmasını sağlıyor.
Sezen diyor ya
“şarkı söylemek lazım avaz avaz”, evet şarkı söylemek, dans etmek, dans
seyretmek lazım içimizden geldiğince. Hem ruhumuza hem bedenimize iyi gelecek,
hiç para ödemeden ve istediğimiz yerde yapabileceğimiz en güzel terapi bence.
Lütfen gidin
seyredin. Para verip bilet alın, trafiğe rağmen oyun saatine yetişin, biz
gitmezsek kime sunacaklar, biz gitmezsek nasıl ayakta kalacak. Hep diyoruz ya
bir şey yapmıyoruz, bu ülke aydınlar yüzünden bu hale geldi, işte kendince bir
şey yapma fırsatı, dans gösterisi, tiyatro, konser ne bulursanız gidin. Bana
göre Türkiye’nin en iyi kurumlarından Devlet Opera Balesi can çekişiyor,
yakında kötü haberi alma korkusu ve endişesi içindeyim L
0 yorum
Mesajınız için teşekkürler...