İsmi gibi apaydınlık bir şehir Aydın. İstanbul’dan çantamda şemsiye, üstümde kabanımla çıktığım yolculuğu, yarım kollu t-shirtle tamamladım. İner inmez hava sıcaklığı artmasına rağmen,  rüzgarın sayesinde hiç bunalmadık tatilimiz boyunca.

Birkaç yıl önce İstanbul’dan ayrılıp Aydın’a yerleşen arkadaşımın daveti üzerine ikinci kez gittim bu şehre. 2013 yılındaki ziyaretimiz yaza denk gelmişti, her gün bir başka yazlık bölgeden denize girme fırsatımız olmuştu. Didim, Kuşadası, Akyaka. Bu yıl 23 Nisan tatilini değerlendirelim dedik ve yıllardır bir araya gelmeyen grup toplandık. Sevgili arkadaşımız öyle güzel organizasyon yapmıştı ki, kısacık sürede çok verimli vakit geçirdik, pek çok güzel yer gördük, pek çok güzel lezzetleri tattık.

Antik şehirlerin, ören yerlerin çok fazla olduğu bir şehir Aydın. Ayağımızın tozuyla Tralles’i ziyaret ettik. Ardından dağların arasında, şehre tepeden bakıp, yeşillikler içinde çayımızı yudumladık.

Buraya gelip çöp şiş yemeden olmaz. Geçen yıllardan tadı damağımda kalmıştı, sınırsız yemenin dibine vurduk akşam. Buradaki çöp şiş mekanlarının adeti, yemek sonrası kapıda mutlaka su ve soda ile uğurlanıyorsunuz, aklınızda bulunsun.

Güllübahçe’de keyifli köy kahvaltısı yaptık ertesi sabah. Ürünler el yapımı, katkısız, hava ışıl ışıl, sohbet şahane… Bitmesini istemediğimiz saatler geçirdik. Ardından yürüyerek Priene Antik Kentini ziyaret ettik, adeta büyülendik. Tapınak, agora ve tiyatro bizi kendine hayran bıraktı.

Milli Park’ın bulunduğu Doğanbeyli köyündeki müzeyi ziyaret ettik. Bölgede yaşayan canlıların maketlerini izledik ve üzüldük tabii yok olanlar için… Muhteşem bir doğa, muhteşem bir zenginlik yok oluyor gözümüzün önünde.

Didim yolu üzerindeki Miletos Antik Kenti insanda farklı duygular uyandırıyor. En yukarılara çıkabiliyorsunuz hiç yorulmadan, o zamanki mimarinin mükemmelliğini şaşkınlıkla izliyorsunuz. Miletos Müzesi ve İlyas Bey Cami ziyareti sonrası hedef akşam yemeği molasıydı. Balık yemek üzere yola koyulduğumuzda, küçük koyun başında karşımıza çıkan, kuş gözetleme kulesinden Aydın’ı gözetledik.

Adnan Menderes’in köyü Çakırbeyli… Ağaçlar arasından, dere boyu yürüyüş yapıp, leyleklerin köyünde onları yuvalarından izleyebilir, dalından dut toplayabilir, Pazar günleri kurulan köy pazarından yöresel yiyeceklerle kendinize ziyafet çekebilir, el işi aksesuarlar satın alabilirsiniz. Özellikle ısırgan otu ve kabak böreğini tavsiye ederim.

Ayrıca, Dağlardan ellerimizle kekik topladık. Papatya tarlalarında gönlümüzce uzandık. Gelinciklerin eşliğinde yürüdük. Değirmen Ören yerinde buz gibi suların kenarında kahve keyfi yaptık. Teleferiğin bulunduğu, halkın piknik yaptığı mesire yerinde kısa bir yürüyüş yaptık.

Gördük ki, Aydın hem yaz, hem kış gezilecek yerleri olan, şehir merkezi ve şehrin yakınındaki beldeleri ile her ihtiyacımıza cevap verebilecek, yerleşmeyi düşünebileceğimiz çok güzel bir şehrimiz.

TOMB RAIDER

Digital dünyadan, beyazperdeye başarılı bir yapım… İnternette film için yapılan yorum bu, bence de çok uygun. Bilgisayar oyunları ilgi alanım değil, bilmiyordum bu oyunu. Filmi tesadüf yanımda çok sevdiğim birinin isteğiyle iyi vakit geçirmek için için seyrettim, çok keyif aldım. Kafanızdakileri boşaltmak, 2 saatliğine çok güzel bir kadınla (Alicia Vikander) maceradan maceraya sürüklenmek, 2 saat boyunca aynı gerilimi yaşamak, hiç sıkılmadan sinemadan ayrılmak istiyorsanız, hafta sonu  için çok güzel bir seçim… BENCE bu film evde izlenmez, eğer hala vizyondaysa beyazperdede izleyin derim J

KIZIL SERÇE “RED SPARROW”

Çocukluk hayalini gerçekleştirdiği, hedefine ulaştığına düşündüğü anda hayatının tamamen tersine dönmesi, sahip olduklarını kaybetmesi, en büyük tutkusu annesiyle yaşadığı huzurlu hayatın alt üst olması sonucu, en sevdiğiyle birlikte hayatta kalabilmek, ayakta durabilmek uğruna tamamen başka bir hayata geçen başarılı, genç ve güzel bir baş balerinin macera dolu hayatı…. Naif bir sanat dalını icra ederken, aniden acımasız bir casusa dönüşüyor, üstelik tüm bunlar Rusya’da gerçekleşiyor. Seyrederken düşünüyorsunuz, bunlar aslında gerçek hikayeler, benzerleri kim bilir kaç kez yaşandı, başarılı sporcular, sanatçılar devlete ajan olarak çalıştı. İnsanın sınırlarını zorlayan, duygularından arınarak neleri başarabileceğini, aslında başarmaya nasıl zorlandığını gösteren bu film BENCE mutlaka izlenmesi gerekenler arasında yer almalı. Gerçek bir gerilim filmi, başından sonuna kasılarak izliyorsunuz.

Vizyondan kalkmadan seyredebilme şansına eriştim. Sinemadan çıktığımda “vay be… Bizimki de hayat mı, yaşadıklarımız ne kadar sıradan” diye düşünmeden edemedim, sonra da dedim ki “iyi ki de öyle… zaten böyle güçlü bir karaktere herkes sahip olamaz, her anı tehlike dolu hayatın içinde yer alamaz, bu kız doğuştan farklı, özel ve de seçilmiş” .

Jennifer Lawrence bu role hakkını vermiş, daha iyi kim oynardı bilemedim, çok fazla özdeştirdim.

PESPEMBE

Ağaçlar pembe, beyaz çiçeklerle bezenmişken, pembe hayallerimiz yeşermişken, Nisan ayına yakışır renk pembedir elbet…

Nisan yağmurları meşhurdur, şarkısı bile vardır. Kimi gün sonbahar serinliği, kimi gün yaz sıcağını yaşarız, hatta gün içinde bile hava değişir… Sabah kalın giysilerle çıkıp, eve neredeyse soyunarak dönmüşüzdür çoğu kez.

Modacılarda bunu düşünerek her tür giysi hazırlamışlar bizim için. Pembenin her tonu, pespembe bu bahar her taraf. Aksesuardan, fulara, rüzgarlıktan, monta, ayakkabıya pembenin sıcaklığı ruhumuzu ısıtsın diye…