YAŞAMIN KIYISINDA




YAŞAMIN KIYISINDA 

Şubat ayının başında gittiğim , Mart ayı filmi seçtiğim, Yaşamın Kıyısında, Kenneth Lonergan tarafından yazılıp yönetilen 2016 Amerikan yapımı dram filmi. Filmin başrollerinde Casey AffleckMichelle Williams, Kyle Chandler, Gretchen Mol ve Lucas Hedges yer almaktadır. Film, abisinin ölümü üzerine Massachusetts'e giden ve abisinin vesayeti yeğenine bakmak zorunda olan boşanmış bir adamın hikayesini konu edinmektedir. 

Wickipedia böyle tariflemiş bu filmi… bana göreyse çok daha fazlası. Filmden çıktığımda çok etkilenmiştim, başrol oyuncusu Casef Affleck’i çok takdir etmiştim başarılı oyunculuğundan dolayı, mutlaka Oscar  almalı diye düşünmüştüm, nitekim film hak ettiği ödülleri aldı.

Film sonunda ilk düşündüğüm;  “sakin, kendi halinde insanın bile yaşadığı olaylar, hayatı boyunca çektiği acılar sonunda karakter değişimi, ne kadar agresif ve saldırgan olabildiği ve her şeyin bir sebebi olduğu” idi. Kendi hayatımda da yaşadığım, kendimi sorguladığım bu dönem konuyla ilgili cevabımı almış oldum.

Benim dikkati çekmek istediğim aslında filmdeki kadın rolü…  Evli, herkes gibi hastalıkları olan, onu çok seven bir ilgili koca ve güzel çocuklara sahip, arkadaşları, komşuları, sıradan bir kadın yani… her şey düzgün, her şey yolunda giderken, sahip olduğu her şeyi birkaç dakika içinde kaybeden, hayatın kabusa dönüştüğü, sevginin yerini nefretin aldığı bir kadın…. Diyorsunuz ki seyrederken, başıma gelse ne yapardım, “yaşayamazdım”, “kaldıramazdım”, “düşünmek bile istemiyorum” vb..  filmin sonunda bakıyoruz ki, bu kadın her şeye ve yaşadığı tüm onarılmaz yaralara rağmen yeni bir hayat kurmuş, yeniden sevmiş, dünyaya kendinden bir parça getirmiş ve yeniden aile olmayı başarabilmiş… en önemlisi de geçmişi affetmiş, hayatından bir anda çıkan, sevdiklerini elinden alan, eski kocasının duyduğu suçluluğu, çektiği acıyı görebilmiş. Geçmişle meselelerini halletmeyi başarıp, önüne bakabilmiş.

Gerçek ve yüce sevgi bu olmalı… Filmin bana verdiği ders, dünyaya geldik madem, başımıza geleni kabullenmeli, yaşadığımız olayları ve insanları karşılayabilmeyi, gidenlere ve kaybettiklerimize de veda edebilmeyi bilmeliyiz.


Seyredin derim mutlaka. Çok hikaye var bu filmin içinde. Her biri ayrı güzel.  Bir sahil kasabasında yaşam, başroldeki erkeğin yeğeniyle olan ilişkisi, yeğeninin kendi ailesiyle, çevresiyle olan ilişkisi, onun yaşadığı kayıplar, bu kayıp sonrası yaşamı devam ettirme çabaları, kasabada yaşayanların kendi aileleri ve birbirleriyle olan ilişkileri, lisedeki koçun takımdakilerle olan ilişkisi… hepsi çok etkileyici ve düşündürücüydü, tek senaryo değil pek çok senaryo vardı, o yüzden de binlerce kez hak etti en iyi senaryo ödülünü.


Başroldeki erkeğin yeğenini oynayan bu genç oyuncuya (Lucas Hedges) da bayıldım,  o kadar güzel oynamış ki onun için geleceğin karakter oyuncusu,  kesinlikle akademi ödülü almalı diye düşünmüştüm sinema çıkışında.




You Might Also Like

0 yorum

Mesajınız için teşekkürler...

Flickr Images

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı