İNADINA YAŞAMAK!!!!
2016 nın, aslında hayatımızdaki herhangi bir yılın daha
sonuna geldik. Her yıl gibi iyi , kötü pek çok anımız oldu. Sevinçli, üzüntülü
pek çok olay yaşadık, yaşananlara şahit olduk. Ama sanki bu yıl biraz daha
şiddet, kavga, terör, ölüm haberleriyle doluydu ülkemiz için. Hepimiz toplumsal
mutsuzluğa kapıldık. Ekonomik, siyasal, kültürel alanda geriye gittiğimizi fark
edenlerin umutsuzluğu, tükenmişliğini yaşadık, yaşıyoruz…
Her sabah bir başka kötü haberle uyanmak, haber seyretmeye
korkar olmak, söylenmek, ağlamak, kahrolmakla geçti çoğu günümüz.
Bu durumun ben de yarattığı tepki inadına yaşamak oldu.
Üzüntüye, acıya, tutulan yaslara rağmen inadına yaşamak… hissediyorum ki, sona
yaklaştık, dünya kaos içinde, her şey tüketiliyor, sanıyorum ki bugün gördüğümü
bir daha göremeyeceğim, bugün yediğimi bir daha yiyemeyeceğim, sağlığım
yerindeyken giyineyim, sokaklarda yürüyeyim, kim bilir akşam eve gelecek miyim,
sevdiklerime bir kez daha sarılacak mıyım???
Ölümün yakışmadığı insanların yaşama veda ettiğine şahit
olduk, öyle zamansız ölüm haberleri aldık ki, her an , herkese her şeyin olabileceğini
yerleştirdik iyice beynimize, kalbimize. O yüzdendir ki zaten çoğunlukla
kalbimin sesini dinleyen ben, ağladığım zamanlara inat, güldüğüm her anı kar
sayıyorum, güzel geçen bir gün ardından şükrediyorum, sevdiklerimden aldığım
keyifli haberlerle avunuyorum, zaten günlük telaşeler içinde dopdolu, yoğun ve
yorgun hayatımı, kendime yaratacağım zamanlarda en iyi şekilde geçirmeye
çalışıyorum. Bu bazen evde hiç bir şey yapmadan, pijamalarla gezinmek, bazen
alarm çalmadan uyandığım sabahlar, bazen sokaklarda tek başına dolaşıp, etrafı
seyretmek, bazen sevdiklerimle buluşup kahve içmek, çok sevdiğim ya da hiç
bilmediğim bir yemeği yemek, hafta sonları sinemaya gitmek, ailece yaptığımız
kahvaltılar, yakın arkadaşlarımla ev toplantıları, evde film seyretmek, oyun
kalitesi azalsa da, senaryolar basitleşse de tek tük kalan tiyatro salonlarında
seyirci olarak yer almak, hangisine fırsat bulur, hangisine vakit ayırabilirsem
onu yapmaya çalışıyorum.
Bana göre, 2016 yılı 2015’in devamıydı toplumsal ve bireysel
olarak. Geçen yıl bedenimde ve ruhumda açılan yaraları sarmakla geçti bu yıl. Tamamen
olmasa da iyileştirdim kendimi ama yaranın derinliğine bağlı tabii iz kalıp,
kalmaması L
. 2017 den beklentim; yaralamamak,
yaralanmamak. Ne kimse beni üzsün, ne ben kimseyi üzeyim, ne sömüreyim, ne de
sömürüleyim. Güven içinde, huzur içinde, özgürce davranacağım, özgürce
yaşayacağım ülkemde, geleceğe umutla bakmak, hala hayal kurabilmek, ve
sevdiklerimle, sevdiğim yerlerde, sevdiğim şeyleri sağlıkla yapabilmek,
eksilenlerimin olmadığı, eksikliklerin yerine yepyeni mutlulukların dolması en
büyük dileğim.
Geçen yılın sonunda geçirdiğim bir rahatsızlık nedeniyle evde
raporluydum. Vaktim vardı dolayısıyla.. Yazmayı çok seven, kendimi en iyi
yazıyla ifade eden ben, ne zamandır düşündüğüm, düşüncelerimi yazıya dökme,
yaşam biçimimi paylaşma ve geride kalıcı bir şey bırakma fikrimi
gerçekleştirdim, bu sayfayı açtım ve bir yılı doldurdum. Çok üzüntülü, bunalımlı
bir dönemi avantaja çevirmiş, aklımdaki bir
şeyi gerçekleştirmiştim, bundan güç alarak 2016 yı inadına yaşayarak geçirdim.
Hepimize, tüm dünyaya, insanlığa barış dolu, ayrımcılık
olmadan, her türlü canlıya saygı duyarak, ruhen ve bedenen sağlıkla, aydınlıklar
içinde, sevdiklerimizi artırarak, sevmediklerimizden uzak durarak, kavgasız,
huzurlu, mutlu, enerjik, gönlümüzdeki tüm dileklerin gerçekleştiği, şansın
bizden yana olduğu, çok güzel hediyeler aldığımız, çok güzel hediyeler
verdiğimiz bir yıl diliyorum J
0 yorum
Mesajınız için teşekkürler...