URFA

Ekim ayı başında Urfa’yı ziyaret olanağı buldum. Mevsim çok uygundu. Buradan yağmurlu, puslu bir havada yola çıkıp orada neredeyse çöl ortasındaydık J

Kısacık zaman içerisinde Harran’da Kümbet evlerini, kaleyi, Harran Üniversitesini, şehir içinde çarşıyı, Hz. İbrahim’in doğduğu ve büyüdüğüne inanılan mağarayı, Balıklıgöl ve son zamanlarda en popüler ve merak uyandıran tarihi şehir Göbeklitepe’yi gezebildim, Göbeklitepe’yi ortaya çıkaran sosyal medyada ünlü olan yaşlı çobanla resim çektirdim J

Urfa mutfağının olmazsa olmazlarının tadına baktım, hepsi birbirinden lezzetli, hepsi birbirinden kışkırtıcı…

Halkın Suriye’den göç edenlere bakış açısı çok farklı İstanbul’a göre… Onlar bizim misafirimiz diyorlar, hepsi işinde gücünde, sınıra çok yakın olduklarından zaten savaş öncesi de ilişki içerisindeymişler, birbirlerine yabancılık çekmemişler. Bizim de aynı şey başımıza gelebilir, orada otel sahibi olan bir kimsenin burada günlük 20 tl ye lokantada çalıştığını, bu durumu ağlayarak anlattığını ilettiler bize.

Dünya’yı kötü yapan, kötü politikacılar, kötülükten, savaştan, şiddet ve yokluktan nemalananlar… Halkların birbiriyle derdi yok, dünya hepimizin sınırlara bile gerek yok…